Tasarım sadece güzel görünmek için değil, doğru hissettirmek ve yaşanabilir olmak içindir.
Bir iç mimarla çalışmak, sadece zevkli bir mekân tasarlatmak değil, aynı zamanda binlerce kararın birbirine bağlı olduğu bir dengenin kurulmasını istemektir. Bu kararların bazıları teknik, bazıları tamamen sezgiseldir. Ancak her birinin bir nedeni vardır. Bu yazıda iç mimarlıkta aldığımız kararların ardındaki mantığı ve müşterilerin bu süreci daha iyi anlaması için neler bilmesi gerektiğini anlatacağız.
Bir duvar rengini sadece boya kataloğundan seçmiyoruz. Bu karar, mekânın güneş alma durumu, içerideki aydınlatma tipi, kullanılacak mobilyalar ve hatta kullanıcının ruh haliyle ilgilidir. Bazı kararları teknik verilerle açıklayabiliriz. Bazıları ise profesyonel sezgilerimizin, yani yıllar içinde gelişmiş estetik reflekslerimizin sonucudur.
Tasarımda bazı kararlar analitik; bazıları ise estetik içgüdülere dayanır. Bizim işimiz, bu ikisini doğru dengede tutmak.
"Bu rengi neden seçtiniz?"
Cevap: Çünkü bu ton, mekânın doğal ışığıyla dengeli bir etkileşim kuruyor ve iç mekândaki detayların ön plana çıkmasını sağlıyor.
"Bu malzemeyi değiştirsek olmaz mı?"
Cevap: Teknik olarak olur. Ancak bu malzeme hem ses emilimi hem de dokusal denge açısından tercih edildi. Değiştirildiğinde tüm denge bozulabilir.
"Neden oturma alanını bu köşeye aldınız?"
Cevap: Bu yerleşim, hem sirkülasyonu rahatlattığı hem de gün ışığından maksimum fayda sağladığı için tercih edildi.
Bazen müşterilerimize şu cümleleri kurarız. Bu sadece laf değil; arkasında yılların deneyimi, proje birikimi ve binlerce detayın dengesi vardır:
"Bu renk seçimi, mekâna güçlü ama sade bir karakter kazandırıyor."
"Bu malzeme geçişi, kullanıcıya bilinçaltı bir yönlendirme hissi verir."
"Tavanın bu şekilde çözülmesi, hacmin daha ferah hissedilmesini sağlıyor."
"Buradaki renk kontrastı, detayları ön plana çıkararak mekâna derinlik kazandırıyor."
"Bu tercih, mekânın zamansız bir sadelikte kalmasını garanti eder."
"Renk geçişlerinde amaç, gözün yorulmaması ve mekânın akışkan hissettirmesidir."
"Bu kararın arkasında hem estetik bir his hem de teknik bir oran dengesi var."
Tasarım, ölçülebilir değil; ama yaşanabilir, hissedilebilir bir sanattır. Bir iç mimarla çalışmak, sadece zevkinizi uygulamak değil; zevkinizi geliştirerek onu mekâna dönüştürmek demektir. Bizim için tasarım, anlamlı detayların uyum içinde bir araya gelmesiyle yaşayan bir bütün oluşturmaktır.
Işığınız bol, renkleriniz dengeli olsun.
A & T Mimarlık
tüm yazılar